Hikayemiz
Her şey Pandemi ile başladı. Canım oğlum Efe ne yazık ki pandemiye lise son sınıfta yakalandı. Okul ve özel dershanesi ile sıkı bir çalışma temposu içindeyken aniden okullar kapandı, tüm Türkiye’de eğitim uzaktan eğitime döndü.
Bu sisteme tabi ki en çabuk adapte olanlar bütçe ve alt yapıya sahip olan özel okullar ve dershaneler oldu. Yine de sistemlerin kurulması zaman aldı. Bu zaman içerisinde tüm dünyada neyle karşı olduğumuz hakkında acaip bir kaos, panik, endişe yaşanırken özellikle eğitim hayatlarının en önemli senesindeki bu gençler kurdukları hayallerin ve yaptıkları planlarının hepsinin alt üst olmasıyla birlikte bütün motivasyonlarını kaybederek büyük bir kopukluk ve kayboluş içine girdiler.
Ama en önemli kopukluk devlet okullarında okuyan çocuklarımızda oldu. Onlar birdenbire sahipsiz kaldılar. Milli Eğitim Bakanlığı bu süreçte MEB ve TRT işbirliği ile uzaktan eğitim materyalleri hazırladı ve ana platform olarak EBA’yı (Eğitimde Bilişim Ağı) seçerek gerekli bilgileri bu platform üzerinden paylaşarak çözümler üretmeye çalıştı ancak ne yazık ki bu sistem hiç bir şekilde yeterli olamadı.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü ve geliştirdiği erişim uygulamalarına karşın içinde bulunduğu koşullar nedeniyle; tablet, bilgisayar ve internet erişimi sorununa sahip olan uzaktan eğitime dahi erişemeyen, erişme imkânı olsa bile yine içinde bulunduğu koşullar nedeniyle uzaktan eğitim araçlarını etkin izleyemeyen öğrenciler oldu.
Bu süreçte öğrenciler arasındaki “dijital uçurum” zaten var olan eğitimde fırsat eşitsizliğini daha da derinleştirdi.
Ve evet ne yazık ki doğru düzgün eğitimlerine devam edemeyen ve üniversite sınavına hazırlık döneminde tamamen sahipsiz kalan binlerce gencimiz gözümüzün önünde inanılmaz bir eşitsizlik ortamında sınavlara girdiler. Tabi ki büyük hayal kırıklığı ile ya elde ettikleri puanlarla yazılabildikleri okulları seçtiler, ya da bir daha şanslarını denemek için bir sene sonra denemeye karar verdiler ( bunu yapanlar yine bir sene sonra hiç bir destek almadan kendi çabaları ile çalışmayı göz önüne alabilen cesaretli olanlardı ) ya da çoğu kayıp olmalarına ses çıkarmayan bu sistem içerisinde tüm hayallerinden vaz geçip hayat mücadelesine gireşerek eğitimsiz kaldılar.
Bu arada bu garip pandemi döneminde ben de evde ekmek, pasta, kurabiye … yapımı yerine mum yapma hobisine sardım. Yaptığım mumları sosyal sorumluluk projeleri üreterek bağış yapanlara hediye ettim. Ancak koşullarını biraz açıklamaya çalıştığım biricik oğlumla yaşadığım üniversite sınav döneminde yüzleştiğim ülkemizdeki korkunç boyutlarda olan eğitimdeki eşitsiszlik ; pandemi bitip okullar açılsa bile devlet okulunda okuyan ve hiçbir destek almadan üniversite sınavlarına hazırlanan çocuklarımızın yalnızlığı beni projelerin hepsini eğitime yöneltmeye teşvik etti.
Amacı ülkemizde eğitim eşitsizliğinden en çok etkilenen kız çocuklarına ulaşabilmek olan bir sistem kurmaya çalıştım.
Peki bu nasıl olacaktı?
Hemen Efe ve arkadaşları ile bir zincir oluşturdum ve Matematik, Türkçe hatta İngilizce ders verebilecek üniversitede okuyan gençleri tespit ettim. Hepsi ders vermeye gönüllü idi☺️ Ve bu zincir duyuldukça, özellikle daha önceki sosyal sorumluluk projelerimde tanıştığım gençler ve arkadaşları da ders vermeye gönüllü oldular. Bu gençlerin çoğu KYK bursu ile eğitimlerine devam ediyorlardı ve ailelerine yük olmamak için çalışıyordu. Hepsi aynı şeyi dile getiriyordu; ‘Bizler de bu dönemlerden geçtik, bize kimse elini uzatmadı, kızkardeşlerimize yardım etmek bizim için çok kıymetli.’ Ve bunu hiçbir karşılık almadan da yapmaya hazırlardı.
Ve her şey böylece yeniden şekillendi!
Üniversitede burslu okuyan maddi desteğe ihtiyacı olan başarılı gençlerin, lise son sınıfta üniversite sınavına hazırlanan kızlarımızın eğitimlerine destek olmalarını sağlayan bir ‘Eğitim Zinciri’ kurdum. Mumlar vasıtası ile topladığım bağışlarla da üniversite öğrencilerine burs vermeye başladım.
İşte ‘İyilik Mumları Eğitim Zinciri’ böyle oluştu!
Bir sene boyunca bireysel yürüttüğüm bu sistem öncelikle en başından itibaren desteğini, yardımını esirgemeyen, hep yanımda olan sevgili ailem, can dostlarım ve gönlü güzel insanlarla büyüdü, büyüdü ve daha çok gencimize ulaşabilmek adına İyilik Mumları Derneği’ni kurma aşamasına geldi.
Ve evet ne yazık ki doğru düzgün eğitimlerine devam edemeyen ve üniversite sınavına hazırlık döneminde tamamen sahipsiz kalan binlerce gencimiz gözümüzün önünde inanılmaz bir eşitsizlik ortamında sınavlara girdiler. Tabi ki büyük hayal kırıklığı ile ya elde ettikleri puanlarla yazılabildikleri okulları seçtiler, ya da bir daha şanslarını denemek için bir sene sonra denemeye karar verdiler ( bunu yapanlar yine bir sene sonra hiç bir destek almadan kendi çabaları ile çalışmayı göz önüne alabilen cesaretli olanlardı ) ya da çoğu kayıp olmalarına ses çıkarmayan bu sistem içerisinde tüm hayallerinden vaz geçip hayat mücadelesine gireşerek eğitimsiz kaldılar.
Bu arada bu garip pandemi döneminde ben de evde ekmek, pasta, kurabiye … yapımı yerine mum yapma hobisine sardım. Yaptığım mumları sosyal sorumluluk projeleri üreterek bağış yapanlara hediye ettim. Ancak koşullarını biraz açıklamaya çalıştığım biricik oğlumla yaşadığım üniversite sınav döneminde yüzleştiğim ülkemizdeki korkunç boyutlarda olan eğitimdeki eşitsiszlik ; pandemi bitip okullar açılsa bile devlet okulunda okuyan ve hiçbir destek almadan üniversite sınavlarına hazırlanan çocuklarımızın yalnızlığı beni projelerin hepsini eğitime yöneltmeye teşvik etti.
Amacı ülkemizde eğitim eşitsizliğinden en çok etkilenen kız çocuklarına ulaşabilmek olan bir sistem kurmaya çalıştım.
Peki bu nasıl olacaktı?
Hemen Efe ve arkadaşları ile bir zincir oluşturdum ve Matematik, Türkçe hatta İngilizce ders verebilecek üniversitede okuyan gençleri tespit ettim. Hepsi ders vermeye gönüllü idi☺️ Ve bu zincir duyuldukça, özellikle daha önceki sosyal sorumluluk projelerimde tanıştığım gençler ve arkadaşları da ders vermeye gönüllü oldular. Bu gençlerin çoğu KYK bursu ile eğitimlerine devam ediyorlardı ve ailelerine yük olmamak için çalışıyordu. Hepsi aynı şeyi dile getiriyordu; ‘Bizler de bu dönemlerden geçtik, bize kimse elini uzatmadı, kızkardeşlerimize yardım etmek bizim için çok kıymetli.’ Ve bunu hiçbir karşılık almadan da yapmaya hazırlardı.
Ve her şey böylece yeniden şekillendi!
Üniversitede burslu okuyan maddi desteğe ihtiyacı olan başarılı gençlerin, lise son sınıfta üniversite sınavına hazırlanan kızlarımızın eğitimlerine destek olmalarını sağlayan bir ‘Eğitim Zinciri’ kurdum. Mumlar vasıtası ile topladığım bağışlarla da üniversite öğrencilerine burs vermeye başladım.
İşte ‘İyilik Mumları Eğitim Zinciri’ böyle oluştu!
Bir sene boyunca bireysel yürüttüğüm bu sistem öncelikle en başından itibaren desteğini, yardımını esirgemeyen, hep yanımda olan sevgili ailem, can dostlarım ve gönlü güzel insanlarla büyüdü, büyüdü ve daha çok gencimize ulaşabilmek adına İyilik Mumları Derneği’ni kurma aşamasına geldi.
Artık bütün çalışmalarımızı derneğimiz çatısı altında ‘İyilik Mumları Ailesi’ olarak sürdürüyoruz ve tek amacımız olabildiğince daha çok gencimize ışık olabilmek.